Dede Korkut Hikayeleri
- Dirse Han Oğlu Boğaç Han
- Salur Kazan'ın Evi Yağmalanması
- Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
- Kazan Bey Oğlu Uruz'un Tutsak Olması
- Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
- Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
- Kazılık Koca Oğlu Yegenek
- Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi
- Begin Oğlu Emren
- Uşun Koca Oğlu Segrek
- Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruz'un Çıkarması
- İç Oğuz'a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek Öldüğü
Dede Korkut
- Dede Korkutun 570-632 yılları arasında, Hz. Muhammed (S.A.V) zamanında yaşadığı rivayet edilmiştir.
- Oğuzların Kayı veya Bayat boylarından geldiği, hem geçmişten ve hem de gelecekten haber veren, "kerem sahibi bir evliya" olduğu rivayet edilmektedir.
- "Ozanların Piri" veya "Ozanların Başı" olarak da bilinen Dede Korkut'un, Peygamber'in hayır duasını aldığı ve Oğuzlara İslâm dinini öğrettiği de rivayet edilmektedir.
- Oğuz Han’a vezirlik yapmış olduğu da bilinir.
- Kopuz çalıp, hikmetli sözler söylediği rivayet edilir.
- Dede Korkut kitabını yazarken, bir hikaye bittikten sonra çıkıp dua ettiği bilinir.
- Korkut Ata olarak da bilinir.
- Dede Korkut Kitabı'nın önsözünde Muhammed Peygamber zamanına yakın bir devirde yaşadığı ve Bayat boyundan olduğu yazılıdır.
- Kazaklar arasında dolaşan halk hikayelerinin bir kısmında onun peri kızından doğduğu söylenir.
A
Ademiler Evreni: Sorumsuzluk evreni.
Ağılmak: Göklere yükselmek.
Ağmak: Yükselmek, çıkmak.
Ahir: Son, en son.
Alar Sabah: Alaca karanlık, sabah aydınlığı, şafak sökmeden önce yalancı aydınlık.
Altı Perli Gürz: Altı kenarlı iri yaprakları olan, hastaları iyileştirmek için kullanılan ot.
Amenna ve Saddakna: ''İman ettik, inandık ve onayladık'' anlamında bir söz.
Amıt: Armut.
Arık: Zayıf, cılız, cansız.
Asa: Gömleklik beyaz bez.
Aşıt: Siper, kuytu yer.
Aşmak: Hayvanların, döl almak üzere çiftleştirilmeleri.
Avsıl: Sığırların dilinde ve ayağında görülen bir hastalık.
Aya: Sapanın taş konan yeri.
B
Bahri: Dere kuşu, ördek.
Ban: Keçeden yapılmış büyük çadır.
Banlamak: Ezan okumak
Behişt: Cennet.
Belemek: Beşik sallamak.
Belen: Tepe, sırt, dağ, dağlık, sarp yer.
Belük: Sadağın ok koyulan yanı.
Bencileyin: Benim gibi.
Berkitmek: Güçlendirmek, sağlamlaştırmak.
Beze: Zavallı, şuçlu, biçare.
Bilik: Bilin, şuur.
Binit: Binmeye özgü at.
Biserek: Tüylü ve besili erkek deve, dişi boz deve ile erkek buhur devenin
çiftleşmesinden doğan erkek deve, damızlık deve.
Boy: Kavim, halk, oymak. Bir aşiretin kollarından her biri.
Bozaç: Dişi turaç.
Börk: Başa giyilen külah, kalpak gibi şeyler.
Buğra: Devenin erkeği.
Buğur: Şimdi, bu kez.
Bukağı: Köstek, ceza kazığı ayak kösteği, pranga.
Bunlu: Gamlı, dertli başı, sıkışık.
Buzlamak: Devenin bağırması, bağıra bağıra ağlamak.
Bühtan: Yalan, iftira.
Büldür Büldür: Damla damla, iri iri gözyaşı.
C
Cevahir: Elmas, yakut vb. değerli taşlar, mücevher.
Cılasın: Kahraman, yiğit, boylu poslu, delikanlı.
Ç
Çalap: Tanrı.
Çalkara: Boz renk.
Çatlagıç: Yarık, çatlak.
Çapar Gelmek: Koşarak gelmek.
Çevgen: Eğri başlı cirit, değnek.
Çırağ: Çıra.
Çönge: Bulanık gören, kör göz.
D
Dağlamak: Kızgın demirle damgalamak.
Depegen: Tekmeleyen.
Depretmek: Sarsmak.
Dervend: Dar geçit, boğaz, küçük sınır kalesi, derbent.
Dirim: Hayat, yaşam.
Dokunç: Yüze vurma, başa kakma.
Dom: Dirençli, dayanıklı, sarsılmaz.
Dölek: Saygın, doğurgan.
Dünlük: Çadırın üstüne açılan delik.
E
Edik: Boğazlı yemeni, kısa boğazlı çizme.
Elce: El büyüklüğünde kopuz, telli saz.
Emcek: Meme.
Enik: Yavru kedi, köpek.
Erkeç: Üç dört yaşında erkek keçi.
Esrik: Kendinden geçmiş, sarhoş.
F
Fend: Hile, yalan.
G
Göçürmek: Kız evlendirmek.
Gödek: Kısa.
Gök: Mavi.
Gök Alan: Yeşil düzlük.
Güman: Kuşku, şüphe.
Görk: İyi görünüş, güzellik.
Gürz: Büyük topuz, ucu demir topuzlu değnek.
Güvenç: İtimat.
H
Halıce: Küçük halı.
Haramzade: Piç.
Hasım: Düşman, vuruşlardan her biri.
Hezen: Yapılarda kullanılan yuvarlak ağaç.
Hilat: Kaftan.
Hotaz: At gerdanlığı.
I
Ilkı: At sürüsü.
Inak: At çobanı.
Is: Sahip.
Işılamak: Parlamak.
İ
İçit: İçilecek su.
İkrar: Söyleme, tekrarlama.
İmaret: Yoksullara dağıtılan yiyecek.
İmrahor: Ahırcıbaşı, beyin ahırına bakan kimse.
İmrence: İmrenç.
İsm-i Azam: Allah'ın, Kur'an'da geçen doksan dokuz adının düzeyinde bir sıfatı.
İzzet: Değer, saygı.
K
Kabza: Silah, kılıç vb. şeylerde tutulacak yer, tutak, sap.
Kada: Dert, bela, Tanrı'nın takdirinin gerçekleşmesi.
Kakınç: Başa kakılan suç, ayıp.
Kamu: Bütün, hepsi.
Kanara: Eti yenilen hayvanların kesilip yüzüldüğü yer, mezbaha.
Kara Pulat: Kara çelik.
Karaguc: Ehlileştirilmiş, bakımlı at sürüsü.
Karavaş: Hizmetçi.
Karavat: Genelev.
Karavul: Gözcü, nöbet.
Kargış: Beddua.
Karımak: Yaşlanmak.
Kas Kas: Kahkahayla gülmek, kıs kıs gülmek.
Kaşanmak: At, eşek, katır gibi hayvanların işemesi.
Katar Katar: Sıra sıra, bir arada.
Kavat: Herif.
Kavl: Söz.
Kavraşmak: Bir birine sarılmak, tutuşmak.
Kaytaban: Deve sürüsü.
Keçim: Savaşta ata giydirilen zırh.
Keher: Kahverengi.
Kepenek: Keçeden yapılma çoban yağmurluğu.
Kırışmak: Savaşmak, bir birini öldürürcesine savaşmak.
Kımız: Ekşitilmiş kısrak sütü.
Kıvan: Erkek çocuk.
Kıynak: Pençe.
Kızan: Erkek çocuk.
Kiriş: Sinirden ve bağırsaktan yapılmış sicim(bkz. sicim)
Kocunmak: Alınmak, bir sözün, bir davranışın kendisiyle ilgili olduğuna kapılmak.
Kolan: Hayvanların karnının altından, semeri ya da eyeri bağlamak için geçirilen kayış.
Kolca Kapuz: Kol uzunluğunda kopuz, telli saz.
Konç: Çizme, çorap boğazı.
Konur: Mat sarı.
Köşek: Deve yavrusu.
Kutsuz: Uğursuz.
Külük: Tez, çabuk.
Külünk: Sivri uçlu taşçı kazması.
M
Mavlamak: Miyavlamak.
Maya: Dişi deve.
Muştucu: Müjdeci.
Mürüvvet: İnsanlık, erdemlilik, iyilik.
N
Naip: Vekil, yardımcı.
Nişan: Kanıt, delil, iz.
Nöker: Beylerin ve bey çocuklarının hiç bir zaman yanlarında ayırmadıkları arkadaşları.
O
Od: Ateş.
Oğurlayın: Hırsız gibi.
Okramak: Yem ve su gördüğü zaman atın homurdanması, hafif kişnemesi.
Ortaç: Babanın soyunu sürdüren mirasçı.
Ö
Ögeç: Üç yaşında erkek davar.
P
Paşmak: Ayakkabı, pabuç.
Pencik: Yağmalarda alınan ganimetten Han'a ayrılan pay.
Per: Dilim, kanat.
Pilon: Keşişlerin giydiği kara cüppe.
Pulad: Çelik.
Puta: Ok, nişangah.
Pürçek: Saç, alın üzerine inen saç.
S
Safa: Zevk.
Sağaltmak: İyileştirmek, sağlığa kavuşturmak.
Sağrı: Atın arka ayaklarının üzerine gelen yuvarlak yer, kalça.
Savulmak: Bir yana çekilmek, sakınmak, sıvışamak.
Sayvan: Gölgelik, saçakları olan tente.
Semiz: Şişman
Sermüze: Ev dışında çizmenin üstüne giyilen üstlük.
Settar: Tanrı'nın ad ve sıfatlarından biri.
Sicim: Keten, kenevir vb. bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, kınnap.
Sokman: Bir tür uzun boğazlı çizme.
Soy: Deyiş, destan deyişi, makamla söylenen deyiş.
Soy Soylamak: Duyguları, düşünceleri manzum biçimde, şiirsel anlatımala, lirik bir deyişle dile getirme.
Sucu: Su yolu işçisi.
Süğlük: Şişman, tavlı.
Süsme: Boynuzlama.
Ş
Şahbaz: Soyu belli, güzel ve gösterişli at.
Şılamak: Işıldamak, parlamak.
Şiven: Ağlaşma, ağlayarak bağırıp çağırma, yas, yas tutma.
Şorlamak: Şorul şorul akmak,
fışkırmak.
T
Tahsin: Beğenme, taktir etme.
Tekür: Hıristiyanların egemenliğinde olan kentlerin hükümdarı.
Temren: Ok, kargı gibi silahların ucundaki sivri demir.
Tepsermek: Dudakları uçuklamak, dudakları büzülmek.
Toklu: Bir yaşında kuzu.
Toylamak: Şölen vermek, ziyafet vermek, konukları ağırlamak.
Tuğ: At kılından sorguç. Mızrak ucuna, çadır tepesine takılır, davulla birlikte taşınırdı.
Turgay: Serçe iriliğinde bir kuş, hüthüt kuşu, ağaçkakan.
U
Udlu: Saygın, namuslu.
Uran: Kılavuz, parola.
Usu Olmamak: Aklı olmamak.
Uz Kılıcı: Usta işi kılıç, hünerli kılıç.
Ü
Ün: Ses, bağırtı.
Üç Otuz On: Doksan.
V
Vaf Vaf: Hav Hav.
Y
Yaşmak: Kadınların ferace ile birlikte kullandıkları, gözleri açıkta bırakan, ince yüz örtüsü.
Yavşan: Özel kokulu, acı, kaynatılıp suyu em olarak içilen bir ot.
Yedmek: Çekip götürmek.
Yeğ: İyi, ondan iyi, ondan ileri.
Yen: Elbise kolunun kenarı.
Yetmen: Gelişkin, güzel.
Yılkı: At sürüsü.
Yıltar: Tasma.
Yorga: Koşarak giden.
Yüğrük: Hızlı, taşkın, koşan.
Yüklet: Yük hayvanı, yük taşıyan.
Z
Zarı Zarı: Sesle, inleyerek.
Zelil: Alçak, hor.
Zülfekar: Hz. Ali'nin kutsal sayılan kılıcı.
Kaynaklar
- Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 324)
- Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 321)
- Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı, Metin-Sözlük, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara 1964, Ön Söz
- Eski Oğuzca sözlük-gramer arası bir eser: Ed-dürret'ül-l-mudiyye fi'l-lugati't-Türkiyye, İshak bin Murad, Bilgehan Atsız Gökdağ, Seyfullah Türkmen, Akçağ, 2004
- tdkterim.gov.tr/bts
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder